tüketim toplumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tüketim toplumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2016 Pazar

Hiç Kimse Olmak için Hunharca Tüket!

Günümüz dünyasında büyük şirketler, medya organları ve iktidarlar tek yönlü toplum yaratmak ve bu toplumu istediği şekilde yönetebilmek için çalışmalar yaparlar. Bu çalışmaların tümüne “Kitle Üretimi” denir. Bu kitlelerin en büyük eğlencesi ise hunharca tüketmek.

Kitleler verilen her şeyi aynı ortamda birlikte ve farkında olmadan tüketirler. Dikkat ederseniz televizyonda hep aynı dizileri izliyoruz, isimler değişiyor belki ama senaryolar hep birbirine benzer. Filmlerde iyi ya da kötü karakterler neredeyse en baştan belli. Oysa gerçek hayatta böyle midir? Filmlerdeki gibi her zaman sadece iyilik yapan ya da sırf kötülük yapmak için yaşayan insanlar gerçek hayatta da var mı?  Modern dünyada daha doğrusu modern demeyelim günümüz dünyasında insanların en iyi yaptığı şey tüketmek daha çok tüketmek. Kullandığım telefonumun yeni modeli çıkmış hemen gidip sıraya girip ilk ben alıyım. İndirim varmış önce ben kapıyım. 2 alana 1 bedavaymış hiç kaçırmayayım. Avm’lerde, güneşten ve temiz havadan yalıtılmış kapalı bir kutunun içinde alış veriş yapıp hamburger yiyerek, iyi vakit geçirdiğimizi düşünüyoruz. Reklamlarda bize sürekli neye ihtiyacımız olduğu söyleniyor ardından da düşük faizli banka kredileri çekmemiz teşvik ediliyor. Benim bildiğim krediyi zor durumda kaldıysan ya da ihtiyacın varsa iş kurmak istiyorsan falan çekersin. Ama artık bayram kredisi, yılbaşı kredisi, tatil kredisi adı altında bizi sürekli tüketmeye teşvik eden krediler veriliyor. Tabi bir de bunları ödeyemediğimizde yediğimiz faizler var. Günümüzde artık insanların istekleri giderek standartlaşıyor. Bu yüzdendir ki mesela dünyadaki tüm 5 yıldızlı oteller aynı mantıkla çalışır. 1 haftalığına tatile gidersin fakat otele girip bir daha dışarıya çıkmaya gerek duymazsın çünkü zaten otelin içinde her şey vardır. Peki gerçekten tatil dediğimiz şey yani dinlenmek için kendimize ayırdığımız vakit böyle mi olmalı! Havuz başında şezlongun üzerine kertenkele gibi uzanıp ohh ne güzel tatil yapıyorum diyoruz. Tabi dışarıdan bakınca ne kadar aptalca göründüğünün farkına varana kadar.

Günümüzde artık bireyler birey olmaktan uzak ve “hiç kimse” konumunda yani milyonlarca kişilik satın almaya odaklanmış bir kitle. Evlerimize ihtiyacımız olan ya da olmayan her eşyayı alıyoruz ama eski geniş aile evlerimizi düşününce şimdiki evler küçücük bir tabuttan farksız. Bu küçücük tabuttan evlerde yalnız ve mutsuz bir şekilde mutlu olduğumuzu sanıyoruz. Çünkü izlediğimiz renkli kutu bize mutlu olduğumuz fikrini pompalıyor ve özel olduğumuzu sanıyoruz. Medya sahte mutluluklar yaratarak bireyleri düşünmekten uzaklaştırıyor. Daha çok çalışırsak daha mutlu olacağımız şeklindeki mesajlarla motive oluyoruz ve tekrar sistemin içine sürükleniyoruz. Fakat hiçbir zaman çalışıp kazandığımızın karşılığını refah anlamında tam olarak göremiyoruz. Kredi kartımızı kullanıp, hep borçlu kalıyoruz, çünkü farkında olmadan ihtiyacımız olandan daha fazlasını tüketiyoruz.

Bireyin psikolojik varlığını sürdürebilmesi için bir topluma,güvene ve anlam üretebileceği bir ortama ihtiyacı vardır. İnsanlar yalnızlar içerisinde yalnız olmaya devam etmektedir. Önceden adalet için yargıç, yönetilmek için kral arıyan geçmiş çağ toplumları günümüzde yaşamak için dost arayan bir topluma evrilmiştir. Bireyin iyi ilişkiler kurması, kendini geliştirmesi, mutlu olmasını sağlayan tüm boş zaman medyayla dolmuş haldedir. Medya sahte mutluluklar yaratarak bireyi düşünen topluluklardan uzaklaştırmaktadır. Sürekli çalışan ve ürettiğini yine kendi tüketen birey tek boyutlu bir hal almış ve yaratılan makinelerin bir parçası haline gelmiştir. Bireye televizyon izlemese dünyanın gerisinde kalacağı ve bilgiden yoksun kalacağı dikte edilmekte bu yüzden de birey televizyonu artık dini bir vecibe gibi izleme zorunluluğu hissetmektedir. Anlamlı bütünler içerisinde olamayan birey anti sosyal bir yapıya bürünmektedir.

Modern tüketiciler fiziksel olarak pasif ancak zihinsel olarak çok aktif bir duruma gelmişlerdir. İnsan ne denli fazla çalışırsa o kadar yabancılaşmaktadır. Anlık zevklerle kandırılan birey daha çok çalışırsa daha mutlu olacağı şeklindeki mesajlarla motive edilir ve tekrar sistemin içerisine sürülür.


Bu da videosu