Günümüz dünyasında büyük
şirketler, medya organları ve iktidarlar tek yönlü toplum yaratmak ve bu toplumu
istediği şekilde yönetebilmek için çalışmalar yaparlar. Bu çalışmaların tümüne
“Kitle Üretimi” denir. Bu kitlelerin en büyük eğlencesi ise hunharca tüketmek.
Kitleler verilen her şeyi
aynı ortamda birlikte ve farkında olmadan tüketirler. Dikkat ederseniz televizyonda
hep aynı dizileri izliyoruz, isimler değişiyor belki ama senaryolar hep
birbirine benzer. Filmlerde iyi ya da kötü karakterler neredeyse en baştan
belli. Oysa gerçek hayatta böyle midir? Filmlerdeki gibi her zaman sadece
iyilik yapan ya da sırf kötülük yapmak için yaşayan insanlar gerçek hayatta da
var mı? Modern dünyada daha doğrusu
modern demeyelim günümüz dünyasında insanların en iyi yaptığı şey tüketmek daha
çok tüketmek. Kullandığım telefonumun yeni modeli çıkmış hemen gidip sıraya
girip ilk ben alıyım. İndirim varmış önce ben kapıyım. 2 alana 1 bedavaymış hiç
kaçırmayayım. Avm’lerde, güneşten ve temiz havadan yalıtılmış kapalı bir kutunun
içinde alış veriş yapıp hamburger yiyerek, iyi vakit geçirdiğimizi düşünüyoruz.
Reklamlarda bize sürekli neye ihtiyacımız olduğu söyleniyor ardından da düşük
faizli banka kredileri çekmemiz teşvik ediliyor. Benim bildiğim krediyi zor
durumda kaldıysan ya da ihtiyacın varsa iş kurmak istiyorsan falan çekersin.
Ama artık bayram kredisi, yılbaşı kredisi, tatil kredisi adı altında bizi
sürekli tüketmeye teşvik eden krediler veriliyor. Tabi bir de bunları ödeyemediğimizde
yediğimiz faizler var. Günümüzde artık insanların istekleri giderek
standartlaşıyor. Bu yüzdendir ki mesela dünyadaki tüm 5 yıldızlı oteller aynı
mantıkla çalışır. 1 haftalığına tatile gidersin fakat otele girip bir daha
dışarıya çıkmaya gerek duymazsın çünkü zaten otelin içinde her şey vardır. Peki
gerçekten tatil dediğimiz şey yani dinlenmek için kendimize ayırdığımız vakit
böyle mi olmalı! Havuz başında şezlongun üzerine kertenkele gibi uzanıp ohh ne
güzel tatil yapıyorum diyoruz. Tabi dışarıdan bakınca ne kadar aptalca
göründüğünün farkına varana kadar.
Günümüzde artık bireyler birey olmaktan uzak
ve “hiç kimse” konumunda yani milyonlarca kişilik satın almaya odaklanmış bir
kitle. Evlerimize ihtiyacımız olan ya da olmayan her eşyayı alıyoruz ama eski
geniş aile evlerimizi düşününce şimdiki evler küçücük bir tabuttan farksız. Bu
küçücük tabuttan evlerde yalnız ve mutsuz bir şekilde mutlu olduğumuzu
sanıyoruz. Çünkü izlediğimiz renkli kutu bize mutlu olduğumuz fikrini
pompalıyor ve özel olduğumuzu sanıyoruz. Medya sahte mutluluklar yaratarak
bireyleri düşünmekten uzaklaştırıyor. Daha çok çalışırsak daha mutlu olacağımız
şeklindeki mesajlarla motive oluyoruz ve tekrar sistemin içine sürükleniyoruz.
Fakat hiçbir zaman çalışıp kazandığımızın karşılığını refah anlamında tam
olarak göremiyoruz. Kredi kartımızı kullanıp, hep borçlu kalıyoruz, çünkü
farkında olmadan ihtiyacımız olandan daha fazlasını tüketiyoruz.
Bireyin psikolojik
varlığını sürdürebilmesi için bir topluma,güvene ve anlam üretebileceği bir
ortama ihtiyacı vardır. İnsanlar yalnızlar içerisinde yalnız olmaya devam
etmektedir. Önceden adalet için yargıç, yönetilmek için kral arıyan geçmiş çağ
toplumları günümüzde yaşamak için dost arayan bir topluma evrilmiştir. Bireyin
iyi ilişkiler kurması, kendini geliştirmesi, mutlu olmasını sağlayan tüm boş
zaman medyayla dolmuş haldedir. Medya sahte mutluluklar yaratarak bireyi
düşünen topluluklardan uzaklaştırmaktadır. Sürekli çalışan ve ürettiğini yine
kendi tüketen birey tek boyutlu bir hal almış ve yaratılan makinelerin bir
parçası haline gelmiştir. Bireye televizyon izlemese dünyanın gerisinde
kalacağı ve bilgiden yoksun kalacağı dikte edilmekte bu yüzden de birey
televizyonu artık dini bir vecibe gibi izleme zorunluluğu hissetmektedir.
Anlamlı bütünler içerisinde olamayan birey anti sosyal bir yapıya
bürünmektedir.
Modern tüketiciler
fiziksel olarak pasif ancak zihinsel olarak çok aktif bir duruma gelmişlerdir.
İnsan ne denli fazla çalışırsa o kadar yabancılaşmaktadır. Anlık zevklerle
kandırılan birey daha çok çalışırsa daha mutlu olacağı şeklindeki mesajlarla
motive edilir ve tekrar sistemin içerisine sürülür.
Bu da videosu►
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder